Telsiz kullanımı denizcilik alanında oldukça yaygın olarak devam ettirilen ve ruhsatla birlikte sertifika gerektiren önemli bir iştir. Pek çok telsiz markası uzun yıllardır piyasada denizcilik ile uğraşan kitle için üretim yapmakta ve gelişen teknoloji sayesinde farklı teknik özelliklerdeki telsizlerini üretmektedirler. Telsiz modellerinden olan VHF telsizler el telsizi ya da sabit telsiz olacak şekilde farklı konumlandırılabilen ve km bazında mesafesine göre görüşme yapılabilen telsiz çeşitleridir. Telsiz radyo telefon anlamına gelen kısaltması olan VHF telsizlerin standart telsizlerden farkı denizcilikte kullanılıyor olması ve daha düşük frekanstaki verileri algılayabiliyor olmasıdır.
VHF telsizler, pek çok işe yarar özelliğinin yanı sıra özgün çağrı yapamamalarından dolayı dezavantaj oluştururlar. Bu nedenle VHF telsizlere bir sayısal seçmeli çağrı kontrol ünitesi yüklenir. Bu ünite sayesinde kontrol ünitesinin sisteme yüklemiş olduğu kod herhangi bir gecikme yaşanmadan telsize aktarılır. Her çağrı kontrol ünitesinin kendine özgü bir numarası bulunmaktadır. Bu numaralar sayesinde bir karışıklık yaşanmadan sadece gerekli çağrılar telsize aktarılarak denizde haberleşme sağlanır. 24 saat boyunca çağrı kontrol ünitesi aktif olarak çağrılara bakmak ve olası kaza durumlarında yardımcı olmak zorundadır.
VHF telsizler genel olarak belirli bileşenlerden oluşur. Telsizler DSC kontrol ünitesi ve hem simpleks yani tekli algı hem de dupleks yani ikili algı çalışmasına uygun anten bulundururlar. Bunların haricinde uzun süre çalışabilmesi adına güç kaynağı ve mikrofonu ile birlikte verici bulundururlar. Mikrofon ve kulaklık genelde tek bir cihazın içinde bütün olarak konumlandırılmışlardır. VHF telsizler hassas cihazlar olduklarından hava koşullarından ve güneş ışığından etkilenirler. Bu nedenle titreşimden etkilenmeyecek kadar sabit bir bölmede, güneş ışığından ve manyetik alandan uzak bir yere konumlandırılmaları gerekmektedir.