Bataryaları doldurmak için denizde hemen her zaman olan rüzgârın gücünden yararlanmak oldukça iyi bir fikirdir. Teknede her kaynak gibi enerji de kısıtlıdır ve azaldıkça yerine koymak gereklidir. Liman veya marinalarda sorun olmayan bu durum uzun seyirlerde önem kazanmaktadır. Rüzgâr jeneratörleri elektrik üretimi için geçerli en etkili yöntemlerden biridir. Daha efektif tek bir araç vardır ki o da bir içten yanmalı motorun alternatörüdür. Ancak rüzgâr jeneratörleri iki açıdan daha iyidir. Birincisi onların yakıt ya da enerji tüketmemesidir ki bu çok önemlidir. Diğeri ise basit olmalarıdır. Basit ve ekonomik bu araçların tercih edilmesi şaşırtıcı değildir.
Ortalama olarak 15 knot esen bir rüzgârda 12 saatte bir rüzgâr jeneratörü tekneye 85 amper civarında elektrik kaynağı yaratacaktır. Bu da pek azımsanacak bir miktar değildir.
Her şey çok güzel görünmekle birlikte rüzgâr jeneratörlerinin de bazı olumsuz özellikleri vardır. En önemli sorunlardan biri rüzgârın her zaman yeterli olmamasıdır. Demirdeyseniz bu ciddi bir sorun olmakla birlikte rüzgâr yoksa zaten motorla seyir yapacaksanız demektir ki bu da motorla aküleri doldurabileceğiniz anlamına gelmektedir.
Limandaysanız genellikle tekne rüzgâr jeneratörleri işe yaramaz. Adı üstünde liman olan yerler korunaklıdır ve rüzgâr almamaları esastır.
Diğer bir sıkıntı ise rüzgâr jeneratörlerinin rüzgârın hızı arttığında oldukça uğultulu bir gürültüye sebep olmasıdır. Bunun yanı sıra bu hızla dönen kanatların çarpma ihtimali ve yaralanmalara sebep olması da cabası…
Peki, rüzgâr şiddetli olduğunda ısınma ve bataryaların aşırı akıma maruz kalmaları sorunu ne olacak? Bu konuda genelde yapılacak olan jeneratörün yönünün değiştirilmesi ve kanat açılarının ayarlanması olacaktır. Zaten günümüzde üretilen rüzgar jeneratörleri hem kanatlar bilgisayar kontrollü olarak ayarlanmakta hem de batarya dolumu kontrol edilerek akım değerleri kontrol edilmektedir.