Tekneler için sorun teşkil edecek iki tür başlıca sızıntı vardır. Birincisi heçler (tavan kapakları), lumbozlar kötü takılmış bağlantılar vb. yerlerden damlayarak tefrişatı, yatakları ıslatıp, haritaları hamura çeviren sızıntılardır. İnsanın canını sıkarlar ama teknenin uzun vadeli geleceği açısından bir tehdit teşkil etmezler.
İkinci türlere gelince onlara sızıntı demek yanlış olur; onlar, gövdenin bir yere çarparak aniden delinmesiyle oluşurlar ve teknenin batmasını önlemek için derhal harekete geçmenizi gerektiren şeylerdir.
Ne yapacağınız, her şeyden önce deliğin büyüklüğüne bağlıdır. Yumruk büyüklüğünde bir delik, birçok teknedeki sintine pompasının başa çıkabileceğinden daha fazla suyun içeri girmesine neden olur. Daha büyüğüyse, dışardan yardım gelmezse, kısa bir süre sonra teknenizin batacağı anlamına gelir.
Eğer sintine pompanız tahrikli ve gelen suyla başa çıkabiliyor, ya da en azından aşağıda suyun yükselmesini yavaşlatabiliyorsa, deliğin üzerine dışardan bir çatışma örtüsünü, o yoksa bir yelkeni, yerleştirebilecek zamana kavuşmuş olursunuz. Ondan sonraki önceliğiniz, gövdedeki deliği bularak, önce yastık veya benzeri bir nesneyi içerden deliğe tıkıp, arkasından kontrplak dolap kapağı gibi bir şeyle desteklerken ona dayalı bir gönder, kürek vb. malzemeyle de düzeneği sağlama almaktır.
Günümüzün birçok çağdaş teknesinde bir iç fiberglas katman bulunur, bu katmandan dolayı deliğin yerini bulmak zor olacaktır. Teknenizi kurtarmak için o katmanı büyükçe bir baltayla parçalamak zorunda kalabilirsiniz. Ahşap gövdelerde deliğin dışına dakron veya bakır bir yamayı çivileme şansınız olabilir ama metal veya fiberglas bir teknede öyle bir imkânınız olmayacaktır.
Eğer işin hemen başında, teknenize suların yukardaki önlemleri alamayacak kadar hızla dolduğunu düşünüyorsanız, kalan zamanınızı yardım çağrısı “May Day” mesajını vermek, EPİRB’ı çalıştırmak, tehlike sinyali vermek, bir el veya paraşütlü tehlike işaretini çalıştırmak ve son çare tekneyi terke hazırlanmakla harcayın. Şişme sal veya botunuzu şişirin, herkesin can yeleği giydiğinden emin olun. Ayrılırken “tekne terk çantanızı” yanınıza almayı unutmayın; çantanızda yepyeni yedek pilleriyle beraber, bir tane VHF el telsizi de olmalıdır.