Tekne gövde biçimleri ile ilgili olarak bilmek isteyeceğiniz her şeyi bu yazımızda ele aldık. Teknenin gövde biçimi teknenin birçok özelliğini (denizciliğinden, kapasitesine, hızına kadar) etkilemekte olduğunudan önemlidir.
Neredeyse bütün gövdeler şu üç ana biçimde veya onların birleşiminden oluşan bir karinayla üretilmiştin Düz, V ve yuvarlak karinalar.
Düztabanlı tekneler üretimi en ucuz ve basit olanlardır ancak yolculara ciddi rahatsızlık veren ve teknenin yapısını zorlayan dalgalarda dövünmeye eğilimli olduklarından, genellikle korunaklı sularda gezmekle kısıtlıdırlar. Düz karinalı gövdeler, serpintinin yönünü değiştirmek ve bayıldıklarında ek batmazlık sağlamak için üst kısımlarında yukarı doğru genişlemeye gerek duyarlar. Şarpi (“Sharpie”) gövde şekli dar kemereli, sivri başlı düz bir karina düz suda hızlı gider ancak çırpıntılı suda başvurur. Şarpilerin çok zarif olmalarına karşın kabinlerinde koca bir salma kutusu vardır, ayrıca kabinleri dar ve basık olur. Motoryat olarak şarpiler baş vurmalarım önlemek için derin bir baş bodoslama topuğuna (çene) gerek duyar ve aynı nedenle de hızlan yan deplasman hızlarıyla sınırlıdır. Pupadan gelen denizlerde derin bir dümen topuğu daha iyi yol tutmalarını sağlar. Doriler (“Dory”) şarpilerden daha dar karinalı, buna karşılık gövde üstleri daha geniş kemere verecek şekilde daha göğüslü olan düztabanlı teknelerdir. Bu gövde şekli onları dengesiz yapar ama yana yattıkça tekne göğsünün devreye girmesiyle dengesizliğe daha fazla karşı koyar. Şarpiden daha salınımlı alan doriler düşük hızlar için tasarlanmış teknelerdir. İlk motoryatlardan bazıları kıyı suları balıkçılığı için içlerine küçük bir motor yerleştirilmiş yelken kürek dörtlerdi.
V tabanlı gövdeler (karina kalkımlı gövde olarak da bilinirler) denize daha yatkındır ve baş vurmaya daha az eğilimli olurlar. Daha çok motoryatlarla ilişkilendirilmelerine rağmen küçük kontrplak sandallardan alüminyum veya çelikten imal edilmiş büyük açık deniz teknelerine kadar pek çok yelkenliye de uygundurlar. Hızlı kayan motoryat gövdeleri baş vurmayı en aza indirmek üzere başta derin bir ve kıç aynada kaymayı kolaylaştırmak için çok daha sığ (10 ile 18 derece arasında) bir V bileşiminden oluşur. Bu çeşit V tabanlar sık sık çarpık kayıcı (war pedplane) veya değişken açılı (variabledeadrise) gövdeler olarak adlandırılır.
Bir derin V veya sabit gövde altı motoryat baştan kıç aynaya kadar dik bir gövde altı taşır. Dick Bertram’ın Moppie’si 1961’de diğer açık deniz yarış motoryatlarını geride bırakınca derin V gövde, açık denizde hız için genel kabul görür hale geldi. Arka bölümü düz olmadığından kaymaya kalkmak için daha çok beygirgücüne gerek duyan bu tekne, sakin suda değişken V kadar hızlı değildir ama diğerleriyle dişleriniz dökülmesin diye yavaşlamak zorunda kaldığınız denizlerle karşılaştığında uçar gider. Derin V motoryatlar yavaş hızlarda dengesiz olmalarına karşın kaymaya başladıklarında dinamik denge kazanırlar. Çok iyi rota tutar ama dönerken zorlanırlar ayrıca öngörülemez bir şekilde tabanlarının bir tarafına yatma eğilimleri vardır (çene yürümesi denilen hata). Boyuna giden borda kaplamaları ve çene düzleriyle (çenenin dışa doğru giden kısmı) bu durum düzeltilebilir.
V şekilli karinası olan bir tekne doğal olarak düz karinalı bir tekneden daha büyük deplasmana ve su çekimine sahip olduğu için taşıma kapasitesi de fazla olur.
Yuvarlak karinalar en geniş iç mekân için su içindeki en düşük yüzeyi sağladıklarından düşük hızlarda en az gövde sürtünmesi verirler. Bu gövdelere, yelkenli veya motorlu, küçük kayıklardan büyük okyanus aşın teknelere kadar bütün tekne türlerinde rastlanılır. Her üç tipin dövünmeye en az eğilimli olanı ve genelde göze en hoş gelenidir. Buna karşılık çelik türü malzemelerle imalatları zor olur, dolayısıyla da pahalıdırlar ama yuvarlak tabanlı gövdeler istenen özellikleri gerçekleştirebilmesi için tasarımcısına bir sürü imkan sağlar.
Yuvarlak tabanlı bir gövde genelde deplasman hızlarında çalışmak üzere düşünülür zira kayacı gövde için gerekli olan düz taşıyıcı yüzeyler yuvarlak sintineyle uyumlu değildir. Bunula birlikte bazı yarı deplasman motoryatlar yuvarlak gövdeye sahip olurlar; Maine İstakoz tekneleri buna bir örnektir. Sintine ne kadar dar dönerse gövdenin hız potansiyeli de o kadar fazladır.