Yaşanan iklim değişiklikleri, küresel ısınma gibi faktörler derken hava olaylarının şiddetini arttırması da kaçınılmaz olmuştur. Peki tek neden bunlar mıdır? Elbette değildir. Söz ettiğimiz bu güçlü değişimlerin güçlü hava olayları meydana getirmesidir. Bunun deniz meteorolojisi ile ne ilgisi vardır diye düşünecek olursak, yakından fazlasıyla ilişkili olduklarını düşünmek de kaçınılmaz olacaktır. Bir denizcinin hangi havalarda karada kalması gerektiğini kestirebilmesi, kestiremediyse denize açıldıktan sonra kötüleşen hava şartları karşısında nasıl başa çıkabileceğini mutlaka bilmesi gereklidir. Çünkü iklim değişikliği yalnızca hava olaylarına değil aynı zamanda deniz seviyesinin değişmesine, suyun değişmesine; doğal olarak yıkılan bir domino taşı gibi gökyüzünden yere kadar her konuya etki etmektedir. Gelelim hava olaylarına…
Fırtına, hortum, tayfun derken hangisinin etkilerinin daha yıkıcı olduğunu merak edebilirsiniz. Hepsinin birbirinden enteresan oluşumları, korkunç ama bir yandan büyüleyici görünümleri; merak edilmeyecek gibi değildir doğrusu. Fakat bu büyüleyici doğa olayından eğer “Başa gelmişse çekilir” sözü gibi kaçış yoktur. Saymış olduğumuz bu hava olaylarının meydana gelmesinin ardından, hangi hava olayı olursa olsun yıkımlar kaçınılmazdır. Önemli olan bu yıkımları kayıpsız atlatmaktır.
Fırtınalardan biraz daha detaylı bahsetmek gerekirse, günlük hayatımız sırasında sıklıkla karşılaşabileceğimiz bu hava olayı için bazı gerçeklerden konuşmak gereklidir. Hani bazen bir yağmur başlar ve o yağmur, sanki günlerce yağmamış ama yağması gerekiyormuş gibi; yağmur damlacıklarının bir anda gökyüzünden boşalması sonucunda yeryüzüne düşer. Fırtınalar da tam olarak böyledir. Fakat iyi tarafından bakacak olursak fırtına, aniden boşalan bir yağmur gibi her zaman şiddetini koruyan bir olgu olmayabilir. Kimi zaman rüzgârın şiddetine bağlı olarak hiddetlenen fırtınalar kimi zaman ise etkileri hafif bir şekilde atlatılabilecek hava olayları olarak adlandırılmışlardır.
Haberleri açtığımız sırada pek çok meteorolojik terim ile karşı karşıya kalırız. Bu terimler arasında kimi zaman dolu, fırtına, tipi, tayfun, kar fırtınası vb. daha birçok kavram geçmektedir. Peki işin doğrusu nedir? İşte bu noktada iklimciler bizi aydınlatmışlardır. Fırtınaların özetle üç tipi olduğunu söylemişlerdir. Aslında bütün kapılar fırtınaya açılmaktadır, şiddetine göre şekil değiştiren bu doğaüstü hava olayı tekerrürden başka bir şey değildir…