Genelde büyük bir balık olan eşkina, çoğu kez minakopla birlikte bulunur.
Bu büyük balığın ait çenesi üste göre daha kısadır; iki çenesinde de yumuşak dişler vardır; ağzının yanları körük gibi, dili kısadır. Büyük pullarla kaplı vücudu yassıdır, sırtı incedir. Rengi genellikle zeytin rengi veya koyu çivit rengi ise de başının ve kamının altı daha açık renk olup beyaza çalar. Gözünün iris tabakası vücudunun renginde, bazen de siyahtır.
Birinci sırt yüzgeci küçük bir diken ve dokuz kılçıktan, bu yüzgeçten kuyruğa kadar yayılan ikinci sırt yüzgeci küçük bir dikenle yirmi dört kılçıktan oluşur.
Makat yüzgecinin iki büyük dikeni ve yedi kılçığı vardır ama iki dikenden birincisi çok kısadır, buna karşın İkincisi olağanüstü uzundur; bu özelliği eşkinanın en belirleyici işaretidir.
Göğüs yüzgeçlerinde on iki ila on beş kılçık, karın yüzgeçlerinde beyaz bir dikenle dört kuvvetli kılçık bulunur. Ucu ve kenarları siyah olan kuyruk yüzgeci, düz bir yelpaze şeklindedir. Bütün yüzgeçleri siyaha çalar, yalnızca makat yüzgecinin dikenleri ve karın yüzgecinin kenarları beyazdır. Yanal çizgisi sırtına paraleldir.
Eşkinanın eti minakop kadar makbul değildir; buna karşın aşçılar bu balığı levrek gibi hazırlarlar ve onun yerine kullanırlar. Levrek olmadığında, balık pilakisi (zeytinyağı ve soğanla yapılır) veya haşlama balık yapılacağı zaman çoğu kez minakop, o da yoksa eşkina kullanılır.
Dört kilo ağırlıkta olan eşkinalar vardır.
Bu balık ilkbaharda yumurtalıdır; yaz boyunca derin ve karanlık sulara yumurtlar. Doğal olarak yumurtlamadan önce eti daha lezzetlidir.
Eşkina hem Karadeniz’de, hem Marmara’da hem de Akdeniz’de bulunur. Bu denizlerde sürüler halinde gezer; alg ve deniz otlarıyla beslenir. Karagöz ve minakop gibi dalyanlarda, manyatlarda, doloşya ağlarında avlandığı gibi oltayla da avlanır.
Ne tuzlanır ne kurutulur, her zaman taze yenir.
Minakopta olduğu gibi, eşkinanın başının içinde idrar söktürücü özelliği olduğu iddia edilen iki taş bulunur; bu taşlar ezilmek ve hastalara verilmek için çok itina ile çıkarılır. Ancak bu taşların tedaviye gerçekten yarayıp yaramadığını bilmiyoruz.