Denizde fırtınalar ile kıyı seyri yapan ya da iç denizlerde seyreden teknelerin başına pek gelmez. Denizde fırtınalar daha çok uzun deniz seyirleri yapan, dünya turuna çıkan teknelerin sorunu olabilir. İngiliz gezgin Eric Hiscock, Voyaging Under Sail (Yelkenle Seyahat) kitabında “Artık kötü hava korkusu eskiden olduğu gibi bir öcü değildir” diyerek; “İnsanlarda bu korkunun azalmasına neden olan şey, bir olasılık son yıllarda çok tutkulu ve cesaret isteyen gezilere çıkan küçük yat sayısının oldukça artmış olmasıdır. O teknelerin ve pek azı ciddi sorunla karşılaşmakta olduğundan, kötü havalarla ilgili tehlikelerin geçmiş zamanlarda aşın büyültüldüğüne ve küçük bir yelkenlinin büyükler kadar rahat olmasa bile emin olabileceğine hükmetmek artık mantıklı görünmektedir.” şeklinde sözlerine devam etmektedir.
Hiscock’a saygımız sonsuz ama gerçek bir kötü bir havanın tehlikeleri abartılmış olarak görülemez. Pek az küçük teknenin ciddi sorunlar yaşadığı doğrudur ancak ara sıra gelişen kötü bir fırtına büyük hasara ve can kayıplarına sebep olabilir. İngiltere’deki 1979 Fastnet fırtınasında yarış filosundan on beş kişi ve Yeni Zelanda açıklarında 1994 Kraliçenin Doğum Günü fırtınasında 3 kişi hayatını kaybetmişti. Şüphesiz bu gibi fırtınalarda diğer her şey eşit olsa bile büyük tekneler ufaklara göre daha emniyetli olurlar.
Sorun, diğer her şey dediğimiz şeylerin hiçbir zaman eşit olmamasıdır. Bununla beraber güvenle iki hususu söyleyebiliriz: Birincisi, boyutlar yalnız başına denize elverişliliği garanti etmez. Pek çok küçük tekne fırtınalar açısından büyük ağabeylerinden daha iyi tasarlanmış ve donatılmışlardır. İkincisi, doğru yerlerde doğru zamanlarda olacak şekilde gezinizi planlarsanız gerçek bir kötü havayla karşılaşma şansınız pek zayıftır. Bu konuyla ilgili tavsiyeleri birçok kılavuz kitabında bulabilirsiniz.
Fırtınaların tekrarlanma sıklığı doğal olarak yer ve mevsimle değişir. Yine de bazı şeyler oldukça bilinir, örneğin alize rüzgarları bölgesinde, uygun mevsimde, uygun rota olan batı yönünde dünya turu yapan ve Ümit Burnu’nu dönenler, ortalama olarak 8 kuvvetinde (34 knot ve fazlası) fırtınaya 100 günlük seyirleri süresince yalnızca 2 gün maruz kaldıklarını rapor etmişlerdir.