Herkesin bir hakkı vardır. Barınma hakkı, yeme hakkı, sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı… Bu liste böyle uzayıp gitmektedir. Yaşamsal faaliyetler bir kenara, esas önemle üzerinde durulması gereken temel konu ise insan haklarıdır. Söz konusu denizcilik olduğunda daha da farklı bir boyutta ele alınması gereken insan hakları konusu; zamanının çoğunluğunu gemide geçirip, geçimini denizden sağlayan insanlar için apayrı bir nitelik kazanmaktadır. Bir denizcinin unutmaması gereken temel kural, yeterliliği ne olursa olsun denizde bulunduğu sürece gemici olduğudur. Bunun yanı sıra her gemici, deniz iş kanunu hükümleri üzerinden kendi haklarını savunabileceğini bilmelidir.
854 Sayılı Deniz İş Kanunu nedir?
Deniz, göl veya akarsu olsun fark etmeksizin; Türk bayrağını üzerinde bulunduran bütün gemilerde çalışan herkesi kapsayan kanun hükmüdür. Fakat bu kanunu diğer kanunlardan ayıran bir özellik vardır. Örneğin bir mühendis kanun hükümlerinde işçi olarak geçmektedir. Gemide çalışan bir kişi her ne kadar iş yapıyor olsa da kanunda “işçi” tanımı yerine “ gemici” tanımı tercih edilmiştir.
Kanunda belirtilen bazı hususlar arasında hizmet süresi, ihbar süresi, kıdem tazminatı, denizcinin yurduna iadesi, işte çalışma süreleri, ücret durumları, denetim, teftiş gibi oldukça geniş yelpazede bulunan kategoriler bulunmaktadır. Söz konusu kanun, bir denizcinin maruz kalacağı herhangi bir haksızlık durumunda kendisini korumasına yardımcı olacak bütün hükümleri içermektedir. Kanunlar bizim güvencemizdir. Denizcinin güvencesi ise 854 Sayılı Deniz İş Kanunu olmuştur.