Deniz tutması (iç bulanması) demek olan Nausea sözcüğü eski Yunanca da gemi anlamına gelen naus’dan gelir. Eskiden Atlantik geçişlerinin ilk üç gününde transatlantiklerdeki yolcularının %25’i İla 30’unu kesinlikle deniz tutardı. Küçük yatlarda bu yüzde daha yüksektir. II. Dünya Savaşı sırasında yapılan araştırmalara göre, şişme can sallarında sürüklenen deniz kazazedelerinin %60’ı deniz tutmasına duçar olmuştur. Eğer deniz koşulları yeterince kötüyse deniz tutmayacak hiç kimse yoktur. Bir süreliğine olsa da deniz herkesi tutar.
Deniz tutmasına, gözün gördüğüyle iç kulakta hissedilenin beyinde uyuşamamasının neden olduğuna inanılır. Teknede aşağıda bir yerlerdeyseniz, iç kulaktaki denge sistemiz sizin hareket ederek hızlanıp yavaşladığınızı algılarken, gözleriniz etraftaki her şeyi durur görüp öyle bir şeyin olmadığını söyler. İç kulağınız ne söylerse söylesin, gözünüze göre hiç de öyle hareket eder gibi görünmüyorsunuzdur. Kuram pek o kadar da geçerli değildir, insanları güvertedeyken de deniz tutar. İnsanlar ufku görüyorlardır, beyinlerinde bir anlaşmazlığın olmaması gerekir.
Ayrıca, beyninizin gözünüzle kulağınız arasındaki kavgayı, midenize içindekileri boşaltması için emir vererek uzlaştırmaya çalışması da pek anlaşılır bir şey değildir. Deniz tutmasının bazı belirtileri gıda zehirlenmesine benzeyebilir, ama hepsi o kadardır. Belirtiler şu sırayla onaya çıkar: Sık sık esneme veya iç geçirme, hafif baş ağrısı, ağız kuruması, doğal olmayan solgunluk, soğuk ter, bulantı ve “büyük Final” kusma.
Belirtileri algıladığınızda, ya olabildiğince güvertede kalın, ya da aşağıya inip yatağa uzanın. Güvertede deniz çok çalkantılı değilse, ayaklarınız iki yana açık şekilde ayakta durmalısınız, oturmak olmaz. Bu şekil deniz tutmasına en iyi gelen şekildir. Aşağı inmişseniz, sırt üstü yatın, güzlerinizi kapatın, yattığınız yer olabildiğince başkıç ekseninin ortasında olsun. Yanınıza büyükçe bir kâğıt torba almayı da unutmayın!
Uzun zamandan beri deniz tutar haldeyseniz, (saatlerden değil günlerden söz ediyoruz) vücut sıvı dengeniz ciddi şekilde bozulmuş olabilir. Dengeyi yerine getirmek amacıyla günde bir veya iki bardak deniz suyu için. İçinizde uzun süre tutamayabilirsiniz ama dokularınız, o arada işleri yoluna koymak için gereken hayati tuzları yeterince toplayabilecektir.
Piyasada deniz tutmasına karşı bolca ilaç satılmaktadır. Alabileceğiniz ilaçlar arasında Dramamine, Bonine, Meclizine, and Marezine’i sayabiliriz. Daha geniş bilgi için doktorunuza danışmanız gerekir. Kulak arkasına yapıştırılan bantlar da vardır. 72 saat boyunca iş görürler. Bu süre sonunda siz de denize alışmış olursunuz, zaten.
Burada altın kural, hapları denize çıkmadan almaktır. İlaç seçmeden önce aile doktorunuza danışın.
İyi haber, her ne kadar öleceğinizi sansanız da, deniz tutmasından ölenin neredeyse hiç görülmemiş olmasıdır.