Deniz fenerleri yüzyıllar boyunca denizcilere yol göstermiş, zorlu sularda navigasyonlarına yardımcı olmuş yapılardır. Günümüzde çoğu otomatik sistemler tarafından çalıştırılan deniz fenerleri bu yazımızın konusu.
Eğer siz de, bir denizcin elinde sekstantı, yolu bulmak için kendinin de pek o kadar güvenemediği matematik yeteneğiyle denizde haftalarca kalıp, sonra da ufuktan yükselen bir deniz fenerini gördüğünde yaşadığı mutluluk ve neşeyi yaşamışsanız; deniz fenerlerinin kaderlerinde yok olup gitmek olduğunu işittiğinizde gerçekten üzülürsünüz. Yakın gelecekte olmasa da, hükümleri verilmiş, karar yazılmıştır.
İster gece ister gündüz olsun, uydulardan gelen GPS sinyallerinin siste, kar fırtınasında, yağmur veya doluda, göz açıp kapayana kadar, size konumunuzu tam olarak verdiği çağımızda, fenerlere eskiden olduğu kadar ihtiyacımız yokmuş gibi gözüküyor. Yine de, epeydir ortalıkta olduklarını itiraf etmemiz lazım.
Milattan önce 260 yılında inşa edilmiş olan İskenderiye Feneri dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilmektedir ama dünyada ondan önce de odun veya kömür yakan deniz fenerlerinin olduğu bilinmekledir. İskenderiye Fenerinden sonra da bir sürü fener yapılmıştır
Şu anda ABD dediğimiz ülkede, ilk deniz feneri 1716’da inşa edilen Boston Light’dır. 1859 da yenilenmiştir. Günümüzde ülkenin kıyılan ve büyük göllerde yüzlerce fener vardır ama yalnızca birkaçında personel bulunur. Birçoğu otomatiktir ve yalnızca gerektiğinde bakım yapılır.
Yüzyıllar boyunca, deniz fenerleri tüm denizci milletlerin gönüllerinde yer tutmuş ve onlara duygu ve aşkla bağlanan epeyce insan olmuştur. Binaları mimari açıdan ilginçtir ve çoğu tehlikeli yerlerde, doğanın inanılmaz güçlerine karşı koymak üzere inşa edilmiştir. Deniz fenerleri, rüzgârların esip savurduğu sularda onları geceler boyu yanık tutan yalnız ve cesur ruhlara sığınak olmuş yerlerdir. Devirleri kapanmak üzere olsa da yarattıkları duygusal atmosfer gelecekte yaşamaya devam edecektir.