Bu yazımızda “çok gövdeli tekne” teriminin açıklamasını ve çok gövdeli tekne konusunda avantaj ve dezavantajları ele alıyoruz.
Kürek, yelken veya mekanik güçle yürütülen, iki veya daha fazla gövde veya yüzer kızaktan oluşan deniz aracına “çok gövdeli tekne adı” verilir. 20. yüzyılda yarış ve gezi amaçlı birçok yelkenli katamaran (iki eş gövde) ve trimaran (iki eş yüzer kızak ve aralarında tek bir gövde) inşa edilmiştir. Birden çok gövdesi olan deniz araçları Pasifik ve Hint Okyanusunda yüzyıllardır bilinmesine rağmen, batıda kullanılmaya başlanmaları ancak son zamanlarda olmuştur.
Çok gövdeli teknelerin avantajları hafiflik ve stabilitedir. Dolayısı ile bu tip yelkenli tekneler daha ufak bir yelken alanı ile daha süratli gidebilirler. Orta kuvvette rüzgârlarda, rüzgârı yandan veya hafif arkadan alan bir katamaran geleneksel armalı yatlardan çok daha hızlı gidebilir; bu tip ufak teknelerde bile 20 knot’a ulaşan hızlar görülmüştür. Katamaranların tek dezavantajları, sert bir sağanak veya rüzgârda, rüzgâr taralındaki gövdelerinin sudan çıkması ve teknenin dengesizleşerek devrilebilmesidir. Bir trimaran hiçbir zaman yana doğru devrilmese de, çok sert rüzgârlarda iyice hızlanıp kafasını gömerek öne doğru takla atabilir. Çok gövdeli teknelerde görülen devrilme ve takla atmalar daha çok hız için güvenlik sınırlarını zorlayan yarış teknelerinde görülür. Bu durum sadece çok gövdeli teknelere özgü değildir. Güvenlik sınırlarını (stabilitesini) zorlayan her teknenin devrilme, takla atma ihtimali vardır. Hem trimaran hem de katamaranların sallanmaya fazla imkân vermeyen sabit ve sert tasarımları yüzünden dalgalı denizlerde bu tip teknelerin üzerine çok fazla yük biner. Yine de bu tip çok gövdeli tekneler ile dünya çevresinde birçok uzun seyahat yapılmıştır.