Çelik gövdeli tekneler çok yaygın olmasa da dayanıklılık ve kolay tamir edilmesi nedeniyle oldukça avantajlıdırlar. Bu yazımızda genel olarak çelik gövdeli tekneler konusunu ele alıyoruz.
Çelik, tekne imalatında kullanıldığında bir sürü yarar sağlar; bu yararların arasında en önde geleni, sağlamlık ve aşınma ve çarpmalara karşı dayanıklılıktır. Gemi inşa mühendisi Dave Gerr, The Nature of Boats adlı kitabında (Teknelerin Doğası) “Çelikten yapılmış küçük boy bir tekne olabilecek en yok edilemez teknedir’ demektedir.
Çeliğin bir başka üstünlüğü, dünyanın her köşesindeki kaynakçılarla üzerinde çalışılabilir olmasıdır. Bu da gezi teknelerinin tamirlerini ucuza halledebilmek demektir. Bükülebilir ve esneyip uzayabilir olduğundan kayalara ya da yan batmış kutu yüklere çarptığınızda, kolay kolay batacak duruma gelmezsiniz. Gövdenin şekli bozulup, oyuklar olacaktır ama büyük bir olasılıkla ahşap veya “fiberglas” teknelerde karşı karşıya kalacağınız sahneler ortaya çıkmayacaktır.
Diğer yandan, tasarımcıların, 15-20 yılda çeliğin dörtte birinin paslanıp gideceğini düşünmelerinden dolayı çelik tekneler ağır olur. Bu yüzden de hem 10,7 metreden küçük, hem de makul derecede hafif olan çelik bir tekne imal etmek gerçekten zordur. 27 metreden kısa çelik bir tekne, benzeri ahşap, alüminyum ve fiberglas teknelere göre oldukça ağır olacaktır.
Günümüzde yuvarlaklaştırılmış çeneler, çelik plaka bordalı, o eski yelkenli teknelerin keskin hadi görünüşlerini artık yumuşatmışsa da, yuvarlak sintineli gövdeleri inşa etmek için gereken eğriliği çeliğe vermek kolay değildir.
10 yaşına vardığında, çelik gövdeli bir teknenin satış değeri hemen hemen yarıya düşer. Bu da ortalama bir değerdir. Tekneler söz konusuysa, en yüksek standartları taşıyan, özenerek yapılmış ve yaşamı boyunca titizlikle bakım görmüş tekneler her zaman bir istisna olurlar.