Yazımız Albatroslar ile ilgili. Tekne sahiplerinin albatroslar ile karşılaşması yaygındır. Bu kuşlar ile ilgili bilgiler bu yazıda.
Bütün deniz kuşlarının en büyüğü olan albatroslar uçucu muhteşem kuşlardır. Ekvator’un güneyindeki ‘Kükreyen Kırklar ‘da Büyük Gezgin Albatros (Diomedea exulans) bir gemiyi haftalarca takip edebilir ve hatta uçarken uyuyabilmesiyle tanınır. Bilim insanları 6 metre kanat açıklığı olan örnekleri kayda geçirmişlerdir. Kuzey Pasifik’te Kara Ayaklı Albatros (Diomedea nigripes) ile Kısa Kuyruklu Albatros (Diomedea albatnıs) sıkça görülür ve hepsi de perde ayaklı fırtına kuşugiller ailesinin birer üyesidir (genus Dumedea).
Evleri olan uçsuz bucaksız okyanuslarda anlaşılır biçimde yalnız yaşayan bu kuşlar, denizcilerde daima saygıyla karışık bir korku uyandırmıştır. Yüzyıllar boyunca Avrupalı denizciler bir albatrosun ölmüş bir denizcinin ruhunu taşıdığına inanmış; bu nedenle de, bunlardan birini öldürmenin, Samuel Taylor Colridge’nin ünlü şiiri “Yaşlı Gemici’de işaret ettiği gibi kötü talih getireceği düşünülmüştür. Kendinizi Kükreyen Kırklar ’da olta atmış bulursanız aman dikkatli olun. Albatrosun biri buna yakalanırsa öyle ya da böyle başınız belada demektir.
Tuhaftır ama albatros kelimesi Portekizce ve İspanyolca, aslında pelikan anlamına gelen alkatraz’dan gelir (Amerikalılarca iyi bilinen bir kelime!). Elbette albatrosların pelikanlarla bir alakası yoktur. Tıpkı İngilizce konuşan ve kuşbilimi konusunda kör cahil olan birçok denizcinin gördüğü tüm deniz kuşlarına “seagull” demesi gibi, keşiflerin o altın çağında, İspanyol ve Portekizli denizciler de karşılaştıkları her yeni deniz kuşuna alkatraz deyip geçmiş gibi görünüyor.