Yıllar geçtikçe süre gelen bir problem olarak karşımıza çıkan akıntı kavramı, denizde yüzmekte olan insanların hayatını kaybetmesine neden olabilmektedir. Bu durum, Türkiye içerisinde en çok Batı Karadeniz bölgesinde gözlemlenmiştir. Yapılan bazı tespitler sonucunda ise yeni projeler geliştirilerek, kamu spotu hazırlanması yoluna gidilmiştir. Böylelikle bilgilendirme amaçlı yapılan kamu spotu sayesinde insanların hayatlarını kaybetmesine bir şekilde engel olunmaya çalışılmıştır. Bu projelerden bir tanesi de “Akıntıya tutulma, hayata tutun!” projesi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bizde risk taşıyan alanlarda insanların göz göre göre denize girmemesi veya hava şartlarına uygun olunmadığı takdirde (uygun olsa bile); denize girilecek alanlarda, bir sınır çizgisi olarak belirtilmiş güvenli şerit mantarlarının geçilmemesi gerektiği kanaatindeyiz.
Sahillerde karşılaştığımız bu akıntı çeşitlerinden biraz bilgi verecek olursak; Rip akıntı denilen bu tür akıntı özetle ters akıntılardır. Rip akıntılarının oluşmasındaki en büyük kaynak, kum kümelerinin özellikle kış mevsiminde bir araya gelerek deniz içerisinde adalar yaratması olduğunu söyleyebiliriz.
Bu akıntıların bir çözümü var mıdır?
Maalesef ki akıntılar doğal bir süreç ile meydana geldikleri için bu akıntıları engelleyebilecek herhangi bir çözüm yöntemi geliştirilmemiştir. Akıntıya kapılan bir insanın, bu denli güçlü bir akıntı karşısında karşı koyması mümkün olmayacak derecededir. Böyle bir durumda hayatta kalmak için ise yapılabilecek bazı hareketler mevcuttur.
Akıntıya kapılan kişiler ne yapmalıdır?
Öncelikle her olayda olduğu gibi böyle bir olay karşısında da sakin olunması gerektiğini hatırlatmakta fayda vardır. Çünkü panik insanın daha büyük hatalar yapmasına ve mantıklı düşünememesine neden olan oldukça olumsuz bir faktördür. Akıntıya kapılan kişinin sakinliğini koruyor olmasının ardından, kafasını denizin üstünde tutmak için çabalaması gereklidir. Çünkü doğal nedenlerden meydana gelen bu akıntılar, bir süre beklendiği takdirde doğal bir şekilde kendiliğinden etkisini azaltacaktır. Tam tersine durum karşısında panik yapan insanların başını suyun dışarısında tutmak yerine suya daha fazla battığı gözlemlenmiştir. Hâlbuki durumun bilimsel kısmını bilip geçici bir deniz hareketi olduğunu düşünmüş olan çoğu insan kendi hayatlarını kurtarabilmişlerdir.
Akıntı karşısında etkisiz bir şekilde beklemek zorunda kalan kişiler, denize paralel olacak biçimde yüzmelidirler. Akıntıdan kurtuldukları anda ise kıyıya doğru hareket etmeleri gerekmektedir. Bu esnada oldukça yorulacaklarını şimdiden söyleyerek, zaman zaman suyun üzerinde dinlenilerek gidilmesi gerektiğini de hatırlatmakta fayda vardır.
Yıllar öncesinden beri varlığı kabul görmüş bu akıntılara “dip çöküntü” de denmekteydi. Fakat çöken bir şey olmadığı anlaşıldığı için böyle bir tabir kullanmak yanlış bir terim olacaktır.